Covid-19 Pandemisi Hakkında Enternasyonal Anarşist Bildiri

0
1138

Ya hepimiz güvendeyiz ya hiç kimse!

Covid-19 pandemisi insan yaşamının her alanını etkiledi ve insanların fiziksel ve mental sağlığı, sosyal ilişkileri ve toplulukları, geçim koşullarımız ve hareket etme özgürlüğümüz üzerinde yıkıcı etkileri oldu. Ayrıca etkili siyasi eylemler örgütleme kabiliyetimizi önemli ölçüde kısıtlayarak devletin elini güçlendirdi.

Küresel kapitalizmin sürekli büyüme ve kâr ihtiyacı ve temel sorunları daha da görünür oldu. Devletin küresel kapitalizme ve onun ihtiyaçlarına verdiği destek; hastalığın ortaya çıkışının, yayılmasının ve trajik sonuçlarının nedeni olmuştur. Devrim ihtiyacı hiç bu kadar belirgin olmamıştı.

Ancak biz tüm bunlara direnmek için mücadele ederken, işçi sınıfı hareketinin zayıflıkları da ortaya çıktı. Ölü sayısının sürekli arttığını, sağlık hizmetlerinin yetersizliğini, esas işçilere gözden çıkarılabilir olarak muamele edildiğini ve imkanı olmayanlara fatura edilen ekonomik maliyetleri gördük fakat direniş olması gerekenin altındaydı. Bununla birlikte pandemi, toplumsal dönüşümün anahtarı olan duygu ve eylemleri de ortaya çıkardı: dayanışma, karşılıklı yardımlaşma, öz-örgütlenme ve enternasyonalizm.

Son birkaç on yılda ortaya çıkan Covid-19 ve diğer zoonotik hastalıklar, küresel kapitalizmin yayılmasından kaynaklanmaktadır. Kapitalizm kerestecilik, madencilik ve tarım ticareti için giderek daha fazla araziyi işgal ettikçe, vahşi hayvanlar yaşam alanlarını kaybediyor ve insanlarla temasa geçerek, hastalıkların diğer türlerden insanlara “yayılma” potansiyeli ortaya çıkıyor. Bu durum, dünya çapında büyüyen orta ve üst sınıfların egzotik hayvan etine olan talebiyle daha da kötüleşiyor.

Devletin ve Patronların Tepkisi

Bazı devletler sıfır Covid stratejisi uygulasa da çoğunluk hastalığı önlemek yerine hafifleterek sürdürmeyi hedefledi. Bunun esas nedeni, kârı halk sağlığının önüne koyarak ekonomiyi mümkün olduğunca devam ettirmek istemeleriydi. Bunun sonucu ise pandeminin gereğinden uzun sürmesi oldu. Zaten asgari ücretle çalışanlardan oluşan işçiler, daha fazla sömürülerek krizin yükünü çektiler. İyi finanse edilen sağlık hizmeti sistemlerinin olmaması sayısız ölüme neden oldu ve yetersiz ücret yüzünden bir sürü işçi çalışmaya zorlandı. Bu arada, birçok şirket kârlarını artırdı ve zengin ve fakir arasındaki uçurum arttı.

Bazı devletler için aşı, Covid ile mücadele stratejisinin ana unsuruydu. Aşı Covid ile mücadelenin önemli bir parçası olsa da asıl önemli olan temel halk sağlığı önlemleridir. Fakat devletler ilaç şirketlerine devasa kâr sağladığı için aşıya bel bağlamayı tercih ettiler. Bu sayede tüm halk sağlığı önlemlerini kaldırarak insanların çalışmaya ve tüketmeye devam etmesini sağladılar.

Aşının piyasaya sürülmesiyle birlikte küresel eşitsizlik de gözler önüne serildi. Aşıların çoğu, ödeme gücü olan daha zengin ülkelere gitti. Daha fazla aşı üretilebilmesi için patent haklarından feragat etme çağrıları kulak ardı edildi çünkü ilaç şirketlerinin kârları devletler için daha önemliydi. Uluslararası bir işbirliği veya dayanışma örgütlemek yerine her halk kendi kaderine terk edildi. 

Örgütlü Anarşizmin Tepkisi

Örgütlerimiz; patronlar ve devletler harcadıkları parayı geri almak için uğraşırken güvenli iş yerleri ve eğitim kuruluşları için, toplumda karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak ve işçilere yönelik saldırılara direnmek için mücadele etti.

Her zamanki hareketliliğimizi engellediği için karantina bizim için zor bir zamandı. Yine de anti-karantina hareketine katılmadık. Örgütlü anarşistler öz örgütlenmeye inanır. Devletin uymak zorunda olduğumuzu söylediği kurallara değil, kolektif olarak geliştirdiğimiz kendi kurallarımıza uyarız. Karantinayla ilgili sorunun temeli budur; halkla ilgili olmayan kurallar halka dayatılmıştır.

Bu kurallar halkın kendi deneyimleri yerine devletin ve patronların farklı gereksinimleri referans alınarak geliştirildi. Bu da büyük bir kafa karışıklığına ve çelişkili mesajlara neden olarak genel bir karışıklık yarattı. Böylece ne insanlar ne iş yerleri ne de diğer kurumlar bu yönergeleri uygulamadı.

Bizim fikirlerimiz örgütlü anarşizmin öz örgütlenme, dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerine dayanır. Devletin bize ne yapacağımızı söylemesine ihtiyacımız yok, ya da devlet sömürüyü devam ettirmek istiyor diye kendi sağduyumuza karşı gelmeyeceğiz. Elbette riskli işlerde çalışırken insanların doğru olanı yapması zordur. Bu yüzden herhangi bir strateji için sınıf mücadelesi ve örgütlenme hayati bir unsurdur.

Devrimci Bir Hareket Yaratmak

Örgütlü anarşistler kapitalizmin, devletin ve hiyerarşilerin olmadığı tamamıyla yeni bir toplum olmadan insanlığın sadece hayatta kalabilmek için mücadele edebileceğine inanır. Öncelikle bu pandemi tek seferlik değil. İnsanlar, diğer türlerle ve doğayla kurduğu sömürücü ilişkileri devam ettirdiği sürece başkaları da tekrar edecektir. Kapitalizmin altında yatan potansiyel tehlikeler gün yüzüne çıkmıştır. Biyoçeşitliliğin azalması, yaşam alanlarının ve doğanın tahrip edilmesi ve iklim değişikliği, insanların dünyadaki varlığının altını oymuştur. Kapitalizm ve onun büyüme ekonomisi dünyanın tüm mevcut kaynaklarını yağmalayarak bu süreci hızlandırmıştır. Başlangıçta biz de birçok kişi gibi, pandemi deneyiminin doğaya saygı ve daha çok karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmaya dayanan yeni bir yaşam şeklini uyandıracağını düşündük. Fakat bu iyimserlik çabucak kaybedildi; insanların tüketime ara vermeden devam etmesini hedefleyen devletlerin saldırılarıyla yeniden çalışmaya ve üretmeye zorlandık. Hava yoluyla seyahatin desteklenmesi iklim değişikliğinin tamamen göz ardı edildiğinin en önemli örneğidir. Fosil yakıt kullanımı, kerestecilik ve ormansızlaşma pandemi boyunca devam etti. Kâr elde etmeyi sürdürmek pahasına her şey göze alındığı için iklim değişikliği bir süre daha geri planda kalacak.

Önümüzdeki süreçte halk çoğunlukla Covid’in bedelini işçi sınıfına ödetmek isteyen patronların ve kapitalizmin saldırılarına karşı koymaya odaklanacak. Zamanımızın çoğunu bu ekonomik savaşlar için harcayacağız. Birbirimize destek olabilmek için işçi sınıfının birlik olması ve en kötü durumda olanların iyice desteklenmesi için mücadele etmeliyiz. Dezavantajlı toplumsal gruplarda, sendikalarda veya iş yerlerinde herkesin kendi köşesinde sadece kendisi için mücadele etmesindense karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Çalışmanın tüm doğası sorgulanmalı. Hangi işin gerçekten önemli olduğunu açıkça görebildiğimiz pandemi süresince bu belirginleşti. Bunu yapmak çok zor çünkü insanlar, işleri gezegene ve kendilerine zararlı olup yabancılaşmalarına neden olsa bile -anlaşılır bir şekilde- işlerini bırakmak istemiyor.

Tarihsel görevimiz devrim ihtiyacını yükseltmeye devam etmektir. Sadece karşı karşıya olduğumuz acil sorunları önlemeye odaklanarak birkaç kırıntı elde etmeyi hedefleyemeyiz. Tüm sisteme meydan okumak zorundayız. Her stratejinin temeli, en küçük parçayı göz önüne alarak belirlense de enternasyonal bir perspektife de sahip olmalıyız. İnsanların yaşamlarını ev, komşular, topluluk ve yeşil alanlar gibi yakın çevreyle sınırlamaya zorlayan pandemi deneyiminden ders çıkarabiliriz. Çok daha büyük değişimleri yaratan hareketlerin başladığı yer, kendi başımıza deneyimleyebileceğimiz küçük şeylerin çok yakınındadır.

Bununla birlikte, ihtiyaç duyulan değişiklikler hem çok büyük hem de birbirine bağlı olduğundan daha geniş bir perspektif de çok önemlidir. Her sorunun temel nedeni, devletin kapalı kurumlarında alınan kararlar ve sadece kârla beslenen sermaye güçlerinin ihtiyaçlarıdır.

İklim değişikliği küresel bir sorun olsa da, pandemi çok daha acil ve kişiseldi. Hepimiz, birbirimizden sorumlu olduğumuzun farkına vardık.  Bu, daha enternasyonal hareketler geliştirme potansiyeline odaklanmamız gerektiğini gösterdi. “Ya hepimiz güvendeyiz ya hiç kimse” sloganı birçoğumuzun düşüncesinin parçası oldu. Gelecek, bizi kapitalizmden topyekûn kurtuluşa ve anarşist bir topluma götürecek olan, gündelik endişeler ve taleplerin ötesinde bir hareketi; en aşağıdaki tepkinin üzerine inşa edebilmemize bağlıdır.

Özgürlükçü Alternatif (AL/FdCA) – İtalya
Anarşist Komünist Grup (ACG) – Britanya
Anarşist Federasyon (Αναρχική Ομοσπονδία) – Yunanistan
Aotearoa İşçi Dayanışma Hareketi (AWSM) – Yeni Zelanda
Brezilya Anarşist Koordinasyonu (CAB) – Brezilya
Rosario Anarşist Federasyonu (FAR) – Arjantin
Uruguay Anarşist Federasyonu (FAU) – Uruguay
Platform: Anarşist Komünist Federasyon (die Plattform) – Almanya
Katalunya Özgürlükçü Örgütü (EMBAT) – Katalunya
Karala – Ankara
Özgürlükçü Hareket (LA) – İsviçre
Melbourne Anarşist Komünist Grup (MACG) – Avustralya
Özgürlükçü Sosyalist Örgüt (OSL) – İsviçre
Kara Kızıl (Roja y Negra) – Buenos Aires
Özgürlükçü Komünist Birlik (UCL) – Fransa, Belçika, İsviçre
Özgür Yol (Via Libre) – Kolombiya
Zabalaza Anarşist Komünist Cephesi (ZACF) – Güney Afrika

https://www.anarkismo.net/article/32533

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz