Tarihi boyunca patronların, iktidarların korkulu rüyası; işçilerin, işsizlerin, tüm ezilenlerin özgür bir yaşama olan umudu ve simgesi oldu kara bayraklar. Adaletsizliğe karşı çıkmak için sokaklarda, meydanlarda, mitinglerde dalgalandırıldı. Zulme uğrayanlar, sömürülenler, tüm ezilenler onunla haykırdı isyanını.
Üzerinde hiç bir simgesi olmayan, simsiyah bir bayraktır kara bayrak. Kara bayrağın teslim olma ve boğun eğmeyi sembolize eden beyaz bayrağa bir tepki olarak, isyanı simgelediği de düşünüldü; iktidarlar tarafından katledilen tüm ezilenlere atıfla, katledilenleri unutmamak adına tutulan yasın bayrağı olduğu da. Yani bayrak, kullanıldığı günden bugüne üzüntüsünü öfkesinin tohumu yapanların oldu.
Kara bayrak, siyasi bir figür olarak ilk kez 1831’in Kasım ayında Fransa’nın ipek dokuma merkezi haline gelmiş Lyon kentindeki işçi eylemlerinde kullanıldı. 21 Kasım’da Croix-Rousse sokaklarında, ekonomik kriz nedeniyle ücretlerin kesilmesine ve yoksulluğa karşı isyan eden, ipek üretimi yapan işçilerin elinde yükseldi. İşçiler kurdukları barikatlarlara, özgürleştirdiği alanlara isyanın bayrağını, kara bayrağı dikmişti. Bu isyan sürecinde Fransız Ulusal Muhafızlarıyla işçilerin yaşadığı çatışmalarda da yüzlerce işçi katledilmişti.
İsyandan yıllar sonra yine Fransa’da, işçilerin, işsizlerin ve tüm ezilenlerin verdiği mücadelede taşındı. 9 Mart 1883’te, Paris’teki Hotel des Invalides’in yanında gerçekleşen, işsizlerin yaptığı eylemde Paris Komünü’nün yaratıcılarından anarşist Louise Michel’in elindeydi. Bayrak katledilenleri ve isyanı simgeledi. Louise Michel ise kara bayrağın mücadeledeki anlamını hapishanedeyken yazdığı şiirindeki şu sözlerle anlatmıştı:
“Bütün yollardan geleceğiz,
Ve karanlıklardan sıyrılan intikamcı hayaletler gibi gelirken
Yumruklarımızı sıkacağız.
Bayrağı ölüm taşıyacak,
Al kanlara boyanmış kara bayrağı.
Ve alev alev göğün altında
Özgürleşen toprak
Mor çiçekler açacak”
Louise Michel’in kara bayrağı taşımasıyla, Ağustos 1883’te Lyon’da ilk sayısı yayınlanan anarşist “Kara Bayrak” (Le Drapeau Noir) gazetesiyle ve 27 Kasım 1884 yılında Chicago’da gerçekleşen işçi grevinde kullanılması ile birlikte kara bayrağın tarihi; kapitalizmin sömürüsüne, devletlerin zulmüne ve var olan tüm iktidarlara karşı ezilenlerin verdiği mücadelenin, yani anarşizmin simgesi haline geliyordu. Ayrıca, kara bayrak, anarşizmin, sosyalizmden farkını net bir şekilde ortaya koyarak giderek geliştiği bir süreçte kullanılmaya başlandı.
Bayrağın, umudu, isyanı ve anarşizmi simgelediğinin farklı farklı anarşist birey, örgüt ve yayın tarafından zamanla kabul edilmesiyle birlikte kara bayraklar, özgürlük ve adalet için mücadele eden anarşistlerin en çok kullandığı sembollerden biri oldu.