Ambalaj işçisi, kumaş desencisi, nakliye işçisi, şair, besteci, Paris Komünarı ama her şeyden önce devrimci ve anarşist Eugène Pottier, 4 Ekim 1816 Fransa’da bir sandık imalatçasının oğlu olarak doğdu.
Şiirleri iktidarın karşısına dikilen her işçiye haykırış oldu. Enternasyonal’in örgütlenmesinde özgürlükçü sosyalistlerin içerisinde yer aldı. Paris Komünü’nde son ana kadar barikatların başındaydı Pottier.
Mücadelesini edebiyatla, şiirle birleştirdi. Komün’ün Sanatçılar Federasyonu için çalıştı. Siyasi yaşantısı, hakkında idam emrinin verilmesinin ardından sürgünle devam etti.
Kuzey Amerika’da ezilenleri örgütlemeye devam eden, Paris Komünü’nden çıkarılacak derslerle yola devam edilmesi gerektiğini anlatan Eugène Pottier, geçirdiği felç sonucu 6 Kasım 1887’de yaşamını yitirdi.
“Yaşasın Komün” sloganları ve polisle girilen çatışmalarla bir eylem gibi geçen cenazesi, Komün’ün devrimcilerinin anısına bir saygıydı. Pottier, Komün’ün hatırasını canlı tutmak, mücadeleyi her yere yayacak sözler yazmak için kolları sıvadı.
Bir efsaneye göre Kanlı Hafta sırasında, bir çatı katına sıkışmışken bir diğerine göre Fransa’da Cumhuriyet’in ilân edildiği 4 Eylül 1870’in ertesi günü Enternasyonal’in sözlerini kaleme aldı.
Komün’ün kanlı bir şekilde bastırılmasının ardından bugün eylemlerde, etkinliklerde hep bir ağızdan söylenen Enternasyonal Marşı’nın sözleri mücadelenin içinde doğdu.
Yaşadığımız coğrafyada da işçi hareketinin ilk örgütlenmeye başladığı günlerden beri, çeşitli sendikaların, örgütlenmelerin benimsediği bir marş haline gelen Enternasyonal, dilimizde yoğunluklu olarak bestelenmek için uyarlanmış bir versiyonuyla biliniyor.
Ancak orijinal Enternasyonal şiiri 6 kıtadan oluşuyor. Ezilenlerin örgütlü mücadelesini, her parçasıyla anlatan bu şiir “yeryüzünün lanetlilerine” yani işçilere, ezilenlere yönelik bir isyan çağrısıyla başlıyor.
Sonrasında, Bakunin’in hristiyanlığa ve otoriter sosyalizme ilişkin sert eleştirilerini barındıran kitabına verdiği isimdeki gibi, “ne tanrının ne de devletin” bizleri kurtarabileceğinden bahsediyor Pottier, “bizi ancak kendi kendimiz kurtarabiliriz.” “Devlet ezer ve yasa hile yapar, vergi yoksulun kanını emer, iktidar altında yaşatıp durmaya artık yeter” diyerek işçilerin devletsiz bir şekilde örgütlenmesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Aradan geçen onca yıla rağmen, enternasyonal bütün gücüyle ezilenlerin, işçilerin en derin özlemlerinin ifadesi, daha adaletli bir dünyaya olan inancın marşı olmaya devam ediyor.