19 Temmuz 1936 İberya: 1868’den beri yarımadanın dört bir yanında eşek üstünde köy köy gezerek anarşizmi örgütleyen İberyalı devrimciler; 19 Temmuz 1936 sabahına, CNT’li işçilerin çaldığı, devrimi müjdeleyen fabrika sirenleri ve bunlara karışan makineli tüfek sesleriyle girdiler. 70 yıldır harlanan toplumsal devrim ateşi 24 saat içerisinde İberya’nın 4’te 3’üne yayıldı.
19 Temmuz 2012 Rojava: Yüz yıllardır halkların özgürlük mücadelesinin beşiği olan Rojava toprakları, bir iç savaştan yarattı devrimi. Kürdistan’da yaratılan kanton bölgeler ve özyönetim pratikleri, halkın özörgütlülüğüyle birlikte var oldu. Rojava devrimi, 2012’den bugüne devletlerin yarattığı ve hala süren savaşa rağmen, İberyalı anarşistlerin yüreğinde taşıdığı yeni dünyayı büyütmeye devam ediyor.
Toplumsal devrimler onlarca yıl boyunca süren; ezilenlerin örgütlü mücadelesinin başladığı günde, şimdide ve şu anda yaratılan; iktidarların karşısında tarifsiz çabalarla var edilen süreçlerdir. Ne bir anda yaratılır ne bir güne sığar. Devrimler, özgürlüğü hedefler, her ne olursa olsun özgürlüğün yadsınması devrimin yadsınmasıdır. Özgürlüğü engelleyecek her şey, devrimi engeller. Toplumsal devrim, siyasal iktidarın el değiştirmesi ve bu değişiklikle birlikte toplumsal, siyasal, ekonomik olanın yukarıdan aşağıya yeniden belirlenmesine sığdırılamaz. Toplumsal devrim çarlara, krallara, başkanlara, generallere savaş açan ezilenlerin, kendi yaşamlarını kendileri örgütlemesidir; yaşamın yeniden yaratılmasıdır.
1936 İberya’sına baktığımız zaman, bizlere toplumsal devrimi gösteren şey budur. Aynı devrimi 2012 Rojava’sında var eden de aynı şeydir. Paris Komünü’nden beri ezilenlere miras kalan özgürlük mücadelesi, Barcelona’da da Kobane’de de aynı inançla var olmuştur.
Toplumsal devrimden siyasal iktidarın el değiştirmesini anlayanlar ne İberya’da ne Rojava’da, bir iç savaştan ötesini göremezler. Toplumsal devrim, eşek üzerinde köy köy gezerek özgürlük mücadelesini örgütlemektir. Toplumsal devrim, on yıllarca dağ dağ, ova ova, köy köy halkların özgürlük mücadelesini örgütlemektir. Toplumsal devrim, devletin vatandaş kabul etmediği halkların, yaşamı yeniden yaratmasıdır. İktidarların gri koridorlarında değil Kobane sokaklarındadır, generallerin kışlalarında değil Barcelona barikatlarındadır. 1936’dan 2012’ye aynı ellerle yaratılmıştır.
Barcelona’dan Kobane’ye, özgürlük mücadelesini yeşertenlere, düşlerini gerçek eyleyenlere, toplumsal devrimi yaratanlara selam olsun. Yaşasın Devrim!