Bir Fotoğrafın Hikayesi

0
663

1868 yılının bir Ekim günü, Giuseppe Fanelli adlı bir İtalyan Madrid’e geldi. İri yapılı, parlak gözlü, gür siyah sakallı, kırklarında gösteren bu adam oldukça neşeli ve azimli görünmekteydi. Madrid’e gelir gelmez not defterinde yazılı bir adresi aramaya koyuldu. Bu adres, bir çoğu Madrid’de pek göze çarpmayan basımevlerinde dizgicilik yapan küçük bir işçi grubuyla buluşacağı bir kafeye aitti.

O gün o buluşmada yer alan, sonraları 1914 yılında ölümüne kadar 1. Enternasyonal’in İspanya seksiyonundan Fransisco Ferrer’in Modern Okulları’na; 1873 Köylü Ayaklanmaları’ndan 1910’da CNT’nin kuruluşuna, anarşist hareketin içerisinde adına ve mücadelesine sık sık rastladığımız Anselmo Lorenzo, şöyle anlatıyor Fanelli’yi:

“Metalik bir sesi vardı sanki ve bu sesin ifade tarzı söylemek istediklerine tamı tamına uyuyordu. Zalimlerden bahsettiğinde ses tonuna egemen olan öfke ve tehdit; sözü ezilenlere getirdiğinde yerini hüznün ve yüreklendirmenin tonuna bırakıyordu. Ama işin tuhafı bu adam İspanyolca bilmiyordu. Ya Fransızca konuşuyordu ya da İtalyanca. Biz de ya aramızda çat pat Fransızca bilenlerin bize aktarmasını bekliyor ya da İtalyanca ile dilimiz arasındaki benzerlikler sayesinde söylediklerini anlamaya çalışıyorduk. Tüm bunlara rağmen konuşmasının sonunda içimizi sınırsız bir coşku sarmıştı.”

Aradan geçen onlarca yıla rağmen Lorenzo konuşmasının sonunda orada bulunan herkesi Enternasyonal’e üye yapan bu İtalyan havarinin sözlerini olduğu gibi aktarabiliyor ve “Cosa Orrible! Spaventose!” (Korkunç bir olay! Felaket!) diye bağırdığında sırtının ürperdiğini hatırlıyordu.

“Böyle üç dört akşam, Fanelli bize propaganda konuşmaları yaptı. Gezintilerde, kafelerde bizlerle konuştu. Bize Enternasyonal’in tüzüğünü dağıttı, Çan adlı derginin içinde Bakunin’in yazıları ve konuşmaları olan sayılarını verdi. Gitmeden önce toplu bir hatıra fotoğrafı çektirmek için rica etti, fotoğrafta da tam ortamızda durdu.”

Fanelli’yi dinleyenlerden hiçbirinin, Enternasyonal’den haberi yoktu. Fanelli bu birliğin gözlemcisi olarak İspanya’ya gelmişti. Enternasyonal’in anti otoriter kanadını temsil eden Bakunin taraftarıydı. İspanya’ya getirdiği mesaj anarşizm mesajıydı!

Bu devrimci öğretinin başarısı hızlı ve gösterişli oldu. Anarşizm, İspanya’nın batı ve güneyinde, işçi ve köylüler arasında bir bozkır yangını gibi yayıldı. Bu büyük yangın, Enternasyonal’in 1870’teki kongresinde Marx’a karşı Bakunin’den yana tavır aldı. 1872’de Cordoba’da yapılan bir toplantı sırasında anarşist federasyonun tam 45 bin üyesi vardı. Tüm Endülüs’e yayılan 1873 Köylü Ayaklanmaları tartışmasız anarşistlerin yönetimindeydi. 1936 İberya Devrimi’ne kadar, yalnızca sayı bakımından çoğunlukta kalmadı, aynı zamanda en militan hareketi de oluşturuyordu. Giuseppe Fanelli’nin çantasından, Anselmo Lorenzo’lar, Albarracin’ler, Moncasi’ler, Ferrer’ler, Mano Negra’lar, Durruti’ler, Ascaso’lar, sendikalar, birlikler, konfederasyonlar, grevler, ayaklanmalar, CNT/FAI’ler ve devrim çıktı.

Toplumsal devrimlerin tarihleri yoktur. Toplumsal devrimler, on yıllar süren uğraşlar sonucunda yaratılan, ilmek ilmek örülen devrimlerdir. Birçoklarının bir iç savaşın başladığı tarih olarak bildiği 19 Temmuz 1936, işte bu devrimin tarihidir. 1868’in Ekim’inde, beş kuruşsuz, İspanyolca’sı bile olmadan yarımadaya gelip; ödünç aldığını ödünç veren bir İtalyan’ın çantasında taşıdığı devrim!

Ödünç aldığımızı, ödünç vereceğiz.